7 Eylül 2015 Pazartesi

Vatan sağ mı oluyor ?



.....,.
Şimdi ne söylesem boş olacak gibi hissediyorum.
Kelimeleri süslemeyeceğim ..
Klavye başında kınamatan eleştirmekten öteye gidemedik . Onlar ise vatandan milletten şehit olmaktan bir adım geri gitmediler .. Üzülüyoruz , belkide kahroluyoruz milletçe, yasa boğulup ,ekranları karartıyoruz...
Sonra ne mi oluyor 2saat sonra ,5saat sonra diniyor öfkemiz ,acımız .Dönüp normal hayatımıza devam ediyoruz . Sanki gizli bir el beynimizden söküp alıyor acımızı ..
Unutuyoruz...
En büyük hatamız oldu acılarımızı unutmak bizi bu hale getiren bu tavrımız oldu .
 Ateş düştüğü yeri değil bütün herkesi yakacaksa yaksın . Ya herkesin ciğeri parçalansın yada gözü yaşlı teyzemin , elinde bebeği ile bekleyen ablam da gözü yaşlı kalmasın . 
Henüz yirmisinde gencecik fidanlar toprağa verilirken  vatan sağolsun naraları atmak neyime ..
Olmuyor işte .. Analarıların yüreği feraha kavuşmadıkça ne vatan sağolacak nede huzura erişebileceğiz .. Sönen ocakları , dağlanan yürekleri hiç bir cümle ile ifade edemeyeceğiz .
Rabbim vatanımıza milletimize huzur nasip etsin ..
#terörülanetliyoruz 

4 Eylül 2015 Cuma

Vicdan muhasebesi gerekli bizlere





Azizim ..
İnsanlar yalınayak
İnsanlar çıplak 
Öyle şaşılası bir dünya ki burası
Balıklar kahve içerken
Çocuklar süt bulamıyor .
Adalet istiyoruz ama nereye?
Toprak üstünde kalan bendenlerimize,
 Merhamet gerek.. Azizim
Doğmak ve ölmek kolaydır da..
Asıl zor olan hayatın kendisiydi ..
Asıl zor olan çocukların ölümüne susmaktı
Asıl zor olan zulme boyun eymekti
Asıl zor olan bencil davranışlarımızdı 
Asıl zor olan her soğuktan üşüyen çocuğun 
Bizim çocuğumuz olduğu bilememekti..
Asıl zor olan bizdik 
Bilemedik...
Zor olanı seçtik
#şuşudanfısıltılar
Hayırlı cumalar

26 Ağustos 2015 Çarşamba

Anlatılamayanlar1


・・・
Ruhumu doyuran dua ,
Bedenimi ayakta tutan umut gibisin ..
Her ne kadar çok yazsam  da .
En yazamadığım sendin 
Mürekkebime bulaşmayan ,
Yegane insan ..
Kağıtlara sığdıramadığım ,
İçime sığdırdım seni ..
Şüheda Nur Fidanol
#şuşudanfısıltılar


1 Temmuz 2015 Çarşamba

Birşeyler Olsun İstiyor İnsan ..




İyi birşeyler olsun istiyorum 
Savaş kaos entrika  değil 
Sulh birlik  adalet olsun istiyorum . 
Mazlumun güldüğü , zalimin cezasını çektiğini görmek istiyorum. 
Tek bir ağaç sevdası ile ülkeyi inletenlerin
 masum çocukların ölümüne seyirci kalmamasını istiyorum .
Sözde aydınlarımızın ,özde aydın olmasını istiyorum 
Zalime alkış tutan eller kırılsın istiyorum .. ""Doğu Türkistan'da ,  Filistin'de , Suriye'de  Mısır'da Çeçenistan'da Guta'da , Afrika 'da , Bağdat'ta ,Kerkük'te ""
Daha doğmamış , doğmuş ama daha kundaktayken katledilen , büyümesine izin verilmeyen nice çocuklarımız için , işkence ile katledilen kardeşlerimiz için bir yürüyüş olsun istiyorum .. Soytarıların dediği gibi onur yürüyüşü değil ,
Ezilen kardeşime burdayım yürüyüşü olsun istiyorum 
Konsolosluğa değil , 
Direk DoğuTürkistana , Filistine , Mısıra yürüyelim istiyorum .. Ocu veya buculuğumuzu bırakıp insan olduğumuzu bir kere hatırlayıp ,birlikte olup öyle yürüyelim istiyorum .. Bir yürüyüş olsun istiyorum ,
Rikkate yol açıp ,hakikate erdirsin istiyorum ..
Çok şey değil insanlığın  lafta değil özde olsun istiyorum .. Özlemle , saygıyla , direnişle ... 
Şüheda Nur Fidanol
#EastTurkestanIsNotAlone #StopTerorismInChina  #DoğuTürkistan  #DoguTurkistanKanAgliyor  #direniş

4 Haziran 2015 Perşembe

ÇOCUKLARIMIZ




Gözleri uzaklara dalan çocuklar ,
Sınıfı geçmiş sayılsın..
Zalim kurşunlarla vurulan ,
Ölüm çarkına inat ...
Ayakta kalsın yiğitler ..
Çocuk kahramanlarımız vardı bizim ..
Yüreği kocaman ,bedeni ufacık 
Gözlerin de korkudan çok tefekkür okunurdu.
Bilâkaydüşart  özgürlük hak bizimdir derler.
Duvarları katı sabr taşları ile döşeli ..
Sabredenlerden olma şerefine nail olup ,
Zafer kazanan çocuklarımız vardı bizim ..
Elleri çamur toprak içinde ,
 Bilirim ki yüreğin pîrüpaktır ..
 Umudunu yitirmeyen umutlu çocuk ...
Zafer senindir .. 
Duan ile umut et ... 
Bilirsin ki 
Gün gelir gülde açar ,bülbül de öter ..

 

1 Haziran 2015 Pazartesi

SEV BENİ






Bir sabah gözlerini açtığın da sev beni ..
Uçsuz buçaksız şehirlede ,
Bir ağacı görüp , bir kaldırımdan geçerken sev beni .
 Bembeyaz odalar da piripâk sev beni ..
Bir çocuğun ne kadar seviyorsun sorusuna ,
Kollarını açarak bu kadar demesi kadar sev beni ..
Hayatı güzelleştiren gülümsemenle sev beni 
Unutmaya mahâl vermeyecek ,
Özlemlere göğüs gerecek kadar sev beni ..
Uzun uzun susuşlarımı dinleyip ,
Çocuk gibi kaprislerimi çekecek kadar sev beni ..
Herşeye rağmen ikrar edecek kadar sev  sayfalarca mektup yazacak ,
Seveceksen ilk günki gibi sev beni ..
Herşeyin sen olduğu vakit ,
 ben olduğum için sev beni .. Sonunda ödenecek bedellerimiz de olsa ,
Hüzünler sıra sıra gelse de .
Yıllar geçsede gördüğün de elini nereye koyacağını bilemeyen acemi bir çocuk gibi sev beni ..
Hayırlı sabahlar dilerim (. Sabah sabah yazmalara doyamadım gene .. Umarım hayatta gözlerinizi güldürecek kadar güzel insanlar çıkar karşınıza )

SUSKUNLUĞUM









 Sabrımın sonunu bilemediğim gibi ,
Selamete de eremeyeceğim ..
Sonu hüsran ile biten bir filmin ,
Yan figüranı gibiyim ..
Olsam da olur olmasam da düşüncesi idi ,
Beynimi yiyip bitiren .
Yolların çokluğu muydu yoksa ters yollara girmeme sebep 
Oysa yanlış yollar bile çıkmazımdı benim ..
Bakmayın benim melankoli  hallerime ..
İçi geçmiş bir et parçası gibi hayallerim..
Gökkuşağı görmedim ,
Benim renklerim siyah ,gri  idi ..
Görmedim ben kırmızıyı ,pembeyi ,sarıyı ... 
Yağmur damlalarında sakince ıslanmak varken ,
Fırtına yakalanmış bi çareydi ömrüm ..
Bir kendime geçerdi nazım ,
Birde kendime yeterdi gücüm ..
O yüzden 
Beni en çok kendim yıprattım ..
Başkalarda bulamam kabahat ..
İnsan önce kendisini sevmesini bilecek 
Bilemediğimiz için hep yarım kaldı hayatlarımız ..
Kendim bu haldeysem dışarıdakiler neler yapmaz deyip ,
İçime kapanışım bu yüzden .. 
O yüzden korkularım sağlam,
İnsanlara  güvenim kırgındır benim.. 
Şüheda Nur Fidanol



 

23 Nisan 2015 Perşembe

Bu gün mü o çocuk bayramı ?



Filistin'de 
Suriye'de 
Mısır'da 
Çeçenistan'da   
Afrika'da 
Doğu Türkistan'da 
Bağdat'ta ,Guta 'da, Kerkük'te ve tüm Dünya'da masum çocukların ölmediği gündür bizim çoçuk bayramımız...
 
23 nisan çocuk bayramı ..
Kendimi bildim bileli böyle bir gün var fakat. 
Bazı çocuklar kutlayabiliyor .
 Diğer bazı çocuklar ne yapıyor peki..
Kimisi küçücük ellerine rağmen bu hayata tutunmak için ayakta durmak için mücadele ediyor . 
Kimisi bir ekmek kazanabilmek için çalışıyor , kimisi ise hayatta kalmak için çabalıyor..
Kimisi öldürülüyor , küçücük bedenine giren kurşun ile.
 Kimisi bir ideoloji uğruna sokaklarda ölüme yollanıyor , kimisi vahşice öldürülüyor .. 
Çocuklara çocuklar bayramınız kutlu olsun demiyorum .Sebebime gelince ise,
Pespâye bir hayatın içinde çocukluğunu yaşayamamış bir çok çocuğa haksızlık ettiğimi düşünüyorum.. 
O yüzden masum çocukların ölmediği ,kullanılmadığı gündür bizim çocuk bayramımız 
Selam ve Dua ile 
Şüheda Nur Fidanol ..
#şuşudanfısıltılar #23nisan #çocukbayramı

16 Mart 2015 Pazartesi

Görmek İçin Göze İhtiyacın Varmı ?

I




"Şuşudan Fısıltılar ;
Hayatta hiç bir şeyin engel olmayacağına inanan insan engelsizdir . Ne mutlu görmeden ,duymadan hissederek bilene "
Bana bu satırları yazdıran  koskoca bir karanlıktı.........
 Bunca aydan sonra elime kağıt kalemi aldıran duygu. Tarifini hayatım boyunca belki hiç bir zaman yapamayacağım. Hem mükemmel olup hem iç acıtan bir duygu.  Bambaşka,  hani derler ya anlatılmaz yaşanır diye , işte ben onu yaşadım. 
 Hayatta durup düşünürüz , elimiz olmasa,göremesek ,duyamasak ne olur diye. İşte ben bugün görmedim ,göremedim .. Hani size de oluyordur muhakkak yolda göremeyen birini gördüğümüz de elimizden geldiğince yardım eder. Sonra da Rabbim'iz yardımcısı olsun diye dua ederiz . İçimiz de ki merhamet duygusudur bu. Ama ne yaşadıklarını aslında hiç hayal dahi edemeyiz derken bir duyarlılık empati adı herneyse bir proje yapılmış . Bir istanbul yapmışlar sizin için Gayrettepe metro istasyonun içine. İsmi " Karanlıkta Dialog "  bu diolog 1,5 saat sürmekte kapkaranlık 1,5saat düşün ve istanbul'u turluyorsun. Bir grup olarak giriyorsun ve birde rehperin var. İşin en can alıcı noktası ise rehperin gerçekten de görmeyen biri olması ..
Çubuğunu eline alıp başlıyorsun ..İşte çıktın yola ve kapkaranlık bir dünyaya girdin. Rehperiniz sizi öyle güzel yönlendiriyor ki kesinlikle görmeme gibi bi durum olamaz diyorsunuz . Ama araştırdığımda gerçekten görmediğini öğrendiğimde ne kadar şaşırdığıma anlatamam sizlere.1,5 saat nasıl geçeçek görmeden derken içerde o kadar çabuk geçtiki ,dakikalar geçti sanarken saatler geçmiş. 
Doğrusu karanlıktan korkan biri olarak ilk dakikalarım tedirgin ve korkulu geçti fakat  sonra dan  onları gibi hissettiğim de herşey daha rahat oldu. Onların karşılaştığı zorlukları daha iyi anlamaya başladım . Yolda ki tümseği, kaldırımı ,basamakları öğrendim ve dikkat etmeye başladım . ( duvara çarptıklarımı , yada kaybolup vapurun girişini bulamayışımı, , çay içerken bardağı bulamayışımı ,insanlara çarpışlarımı saymazssak ) 
 O kadar garip farklı bir duygu ki onlarca ,yüzlerce kez vapura binmeme rağmen ,hayatım da hiç bir zaman unutmayacağım ,unutamayacağım bir vapur gezisi idi. Genelde vapura bindiğimizde  dışarda oturup denize bakar ve manzayı seyrederiz. Yanımız da oturan kişilere bakarız. Şu şöyle bu böyle deyip yorum yaptıklarımız da olur. Bu sefer de dışar da oturduk. Gene dalga sesleri vardı ,gene martılar uçuyordu ve gene yanım da biri oturuyordu. Herşey aynıydı fakat ben farklıydım . Hissediyor ama göremiyordum. Ne denizin mavisini ne denizdeki dalgalarını görebiliyordum , ama hissediyordum. Yanımdaki kişinin sesinden bi bayan mı erkek mi  ancak bi kaç dakika sonra anlayabildim.  Hava serindi o yüzden vapur sallandığına göre dalgalar yüksek ve şiddetli olmalı dedim içimden. Sonra durup evet onlar ancak bu şekilde hissedebilirler. Garipti .Her bir adımım da hissetiklerim de çok kıymetliydi. Denizin dalgarı ile oturduğum yerde sıkıca elimde ki çubuğa  tutundum.  Yapacak bir şeyimin olmadığını hissetiğim an daha çok karardı. Birden motorun sesinin durduğunu hissettim ve vapur turu bitti kalkmam gerekli deyip kalkıp ilerlemeye başladım. Alıştığımı düşünüyordum artık, artık sesleri tanıyıp ona göre hareket etmeye , alışmış hissederek kendımden emin adımlarla ilerlerken bi duvara tosladım. Hiç bir şey yoktu ve nerde olduğumu bilmiyordum. İşte o anda belirsizliğin ne kadar ürpertici olduğunu hissettim . Rehperimize seslenir seslenmez geldi beni bulup komutlarla vapurun çıkışına getirdi. Meğersem yanlış yöne gitmişim 😊
 Karşımdaki insanın sesi ile tanışmayı öğrendim. Hani derler ya dış görünüş önemli değil diye. İnsanın içini tanımayı öğrendim. Sesinden , kurduğu cümleler  benim için önemliydi. Göremediğin bi güzellikmiş aslında , insanın kalbine bakmayı öğrendim , anladım. Yüzüne baktığım insanlardan sonra , bakıp görmeden sevdiğim insanlar tanıdım. 
 Size yaşadıklarımı ne kadar yazssam da anlatamayacağım biliyorum . Ama az da olsa bir kaç cümle ile duygularımı aks etmek istedim. Zira hissettiklerimi tam mânâsı ile izah edeceğim hiç bir kelime yok. Bende en çok hissettiğim ise , onları ve dünyasını sevmek oldu. Rehperimizi hiç görmedim ,oda beni hiç görmedi ve göremeyecek . Fakat bana bir insanı sesi ile sevmeyi , sesi ile tanışmayı öğretti. Hayatımda öğrendiğim en anlamlı duygulardan biri idi. Görmeden , hissederek bir insanı görebileceğini öğretti bana. Ben seans bitip ,odadan çıktıktan sonra tekrardan ışığı hissedip görmeye başladım. Rehperimizin ismi Yunus Emre idi ve o odadan cıktıktan sonra hiç bir değişiklik olmayacak . Çünkü o oda bizim  için bambaşka bir dünya ve onlar için ise kendi dünyasının bir parçası. 
 Sizden oraya gidip bu duygunun ne demek olduğunu ,nasıl bir duygu olduğunu  hissetmenizi istiyorum.
Bu gece bambaşka biri olarak uyayacağım. Her gözümü kapattığımda  ve her etrafıma baktığım da aklımda ve kalbimde olacaksınız. 
 Görmek için bir göze ihtiyacım olmadığını bu gün daha iyi anladım. Hem çok zor hemde çok duygulu bir  gündü. İnsan hayatın  zorluklarını  , daha zorunu görünce anlıyormuş, bunu bir kere daha anladım. 
 Sizin de mutlaka bir kaç saatinizin ayarlayıp bu  duyarlılığı gösterip, onları anlamanız adına bunu kendinize borçlu olduğumuzu düşünüyorum .
Yukarda yazdığım metin ve fotoğraftaki yazı ise karanlık bir odada o an hissettiklerimizi yazmamız istendiğinde yazdığım yazı :) 
Herkese çok teşekkür ederim. 
Sizin olan herşeyin kıymetini bilmeniz  duası ile .
 Duyarlı kalın
Karanlıkta Diolog
Yer:Gayrettepe Metro İstasyonu 
Seanslıdır. 


11 Şubat 2015 Çarşamba

Geçmiş olsun, sizden geçenlere...


Soğuk bir sabahın doğuşundan sıcacık bir Günaydın. .

Her zaman yazı ile başladığım bu metine şimdi birde şiir demiyelim de

bi kaç karalama ile başlayacağım .

İyi okumalar

Selam ve dua ile



Geçiyor. .

Sen istesen de istemesen de geçiyor. .

 Bazen onikiyi çeyrek geçiyor

Bazen otuz geçiyor.

Yollar geçiyor , büyük küçük şehirlerden,

Adı sevda olan yollar geçiyor ömrümüzden..

Geçmez dediklerimiz geçiyor

Bazıları delip geçiyor

Bazıları ise teyet geçiyor

Geçiyor mu ? Geçiyor .

Geçmez deme içinden , geçiyor

Ball gibi geçiyor oda olmazsa kötekle geçiyor

Ağlaya zırlaya da olsa geçiyor

Yıllar geçiyor , günler bile geçmez derken

İlk önce kendinden geçiyor insan

Sonra sabah doğan güneşten geçiyor

Koşup gülmekten geçiyor insan ,

Ne acı. .. Şimdi geçilmeyen bir yoldan geçme vakti..

Şimdi eline bir palto alıp. Herşey nasıl geçtiyse .

Senin de birşeylerden geçme vaktin..

Haydin selametle..

Geçmiş olsun dostum....

Şuşudan Fısıltılar